Althusser: Devletin ideolojik aygıtları


Althusser Efendi


Öncelikle ideoloji nedir onu anlayalım ve açıklayalım.
İdeoloji:
-Siyasi bir inanç sistemi
-Eylem yönelimli siyasî fikirler kümesi.
-Yönetici sınıfın fikirleri.                               
-Belli bir sosyal sınıfveya sosyal grubun dünya görüşü.               
-Sınıfsal veya sosyal çıkarları dışa vuran siyasî fikirler.

-Sömürülenler veya baskı altındakiler arasında yanlış bilinci yayan fikirler.        
-Bireyi sosyal bir bağlamda konumlandıran ve müşterek aidiyet hissi yaratan fikirler.

-Bir siyasî sistemi veya rejimi meşrulaştırmak üzere, resmî olarak ayrıcalık verilmiş fikirler kümesi.
-Bir siyasî sistemi veya rejimi meşrulaştırmak üzere, resmî olarak ayrıcalık  verilmiş fikirler kümesi.
-Soyut ve oldukça sistematik nitelikteki siyasî idealler kümesi   gibi pek çok anlama gelir.
   
(ideolojnin tamımları Andrew Heywood ideolojiler kitabından alındı)

Herkesin ağzında olan ancak herkesin tam olarak anlamını bilenmediği ideoloji kavramının da kökeni tam olarak bilinmemekle beraber Fransadan çıktığını Fransız Devriminde kullanıldığı görülmektedir.
Tanımını yaptıktan sonra Althusser devletin sahip olduğu ve vatandaşına karşı kullandığı ideolojilerinden söz eder.  Bunlar bildiğimiz ideolojilerden farklıdır yani modern dünyada kullanılan, kapitalist, sosyalist, marksist, liberal gibi. Althusser, bunlara devlerin ideolojik aygıtları olarak sınıflar ve bunlar: Dinsel, Aile, Eğitimsel, Sendikal, Hukuki,  Haberleşme, Kültüreldir.
Dinsel: Devler insanların kendine özel olan inanç sistemini kendi ideolojik süsgeçinden geçirerek vatandaşa sunar. Avrupa hristiyan kliselerinde bu yapılırken, ülkemizde Diyanet işleri başkanlığı tarafından uygulanır. Örneğin cumaları hangi hutbe ve ne konuda okunacağı bu kurum karar verir ve ülkenin her camisinden aynı hutbe ve içerik okutulmuş olur.

Aile: bilindiği gibi toplumum temelidir. Bireyler burada üretilir/doğar ve toplumun bir parçaşı olma biçimi öncelikle ailede verilir. Kadın için ayrı erkek için ayrı aile eğitimi verilir. Böylece toplumdaki kadın erkek görevlerini ailede almış oluruz. Toplumdan topluma değişmekle beraber, devletler genelde ataerkil toplumlardan oluştuğundan, erkek; çalışan, ekmek getiren, askere giden ve savaşandır. Ancak,  kadın için biçilen görev ev hanımı, çocuk doğuran ve çocukalarını büyütendir.

Eğitimsel: Devlet vatandaşa eğitim öğretimi zorunlu kılar. İlköğretimden itibaren uygun kıyafetler giymeyi, derslere giriş çıkış saatlerinin olması, öğretmen gelirken herkesin ayağa kalkması, izinsiz konuşmama, derse geç kalmama, öğretmene  karşı gelmeme, saç kesimi, temizlik, sınıflara girerken tek sıra gibi pek çok şey sıralanabilir. Böylece, birey tüm bunları hayatı boyunca kullanacak bir eğitimden geçer. Bilindiği gibi kurallara riayet etmemek ceza gerektiren durumların gerçekleşmesini sağlar. Her nasıl olduysa, özellikle ülkemizde, bu saydığım şeyler gevşemiş görünüyor.

Sendikal: Toplum pek çok  grup, düşünce veya siyasi görüşe sahip olabilir. Devlet sendikal yolla toplumu belli kurallar çerçeve içerisinde tutma olanağına sahip olmuş olur. Ülkemizde her yerde farklı grup ve çevrelerde sendikalar görülür. Bunların bazıları direkt devlete bağlı kurumlar olabiliyor.

Hukuki: Modern devlet anlayışı, liberal, serbest ekonomi anlaşındadır. Dolayısıyla,  devlet,  sermaye sahibi yani kendilerine elit denilen kişilerin hem devlete hem de vatandaşa karşı korunmasını sağlayacak hukuki pratiklerini üretir. Her ne kadar devleti yönetmesi  için  oy verdiğimiz başkan/başbakan olsa da arka tarafta büyük sermaye sahiplerinin olduğunu unutmamak lazım. 

Haberleşme: Bu aygıt radyo - televizyon veya son zamanlarda ülkemizde tartışma konusu olan sosyal medyanın, devletin kontrolünde devletin hakim değerlerin pratiklerini yapan ve aynı zaman yayan iletişim araçlardır. Hatta, bunlara ek olarak propaganda da eklenebilir.

 Kültürel: Toplumun oluşturan, gelenek-görenek, yaşayış, dil gibi değerlerin bi arada tutan tanımdır  ve kültür aynı zamanda sürekli yeniden kendi kendini üretir. Devlet, tüm bu pratiklere etki edip yeniden üretebilir kapasiteye sahip bir tüzel kişidir. Böylece, develet kültür içinde üretmek istemediğini pratikleri unutturabilir veya farklı bir yaklaşımla değiştirebilir.

Altusser abimiz, bu kavaramları çok daha fazla derinlemesine düşünmüş ve  yazmıştır. Daha derinlemesine okuma yapmak isterseniz Abimimizin kitabını okuyabilirsiniz. Devlet bu araçlarla kendi toplumunu üretir, baskılar veya yeniler. Yani, bu araçlar ile toplum istenilen şekle getirilebilir. Ancak, bunlar yeterli değil  bunlarla beraber devlet kendi baskı araçlarını da kullanır. Baskı araçları, hapishane, tımarhane, polis vs.

Modern devletin birer vatandaşı olarak, yukarıda sayılan her seviyenden herkesin geçtiğini düşünerek, bu durum bizler için iyi mi oldu kötü mü oldu? Peki siz hiç hayatınızda bunların her hangi birini kendinizle tartıştınız mı? Yani, ben neden eğitim alıyorum veya eğitim alırken neden istediğim zaman  derse girip çıkamıyorum. Bu soru üniversite öncesi için, ancak üniversitede dahi %70 ders devamlılığı var, peki neden?

Tüm bu ideolojik araçlar günümüzde çoğaltılabilir. Çünkü, gelişen ekonomik, teknolojik, bilimsel argumanlar ve uygulamalar git gide artmaktadır.


Yorumlar

Popüler Yayınlar