Kara Cisim (Planck Fonksiyonu) ve Stefan-Boltzman Yasaları ile Yıldızları Anlamak




Evrene baktıımızda sayısız yıldız gözleriz. Ancak her yıldız birbirinden farklı renklerde olduu görürüz. Fiziksel parametrelerini inceleyerek yıldızları birbirinden ayırmak ve sınıf oluturmak belli çalımalar sonucunda ortaya çıkmıtır. Öncelikle yıldızların ürettii ıınıma odaklanmak gerek. Yıldızlar birer kara cisim gibi davranır. Buna göre, sourma gücü 1 olan, yani üzerine düen ıınım erkesinin tamamını souran cisim “Kara cisim” dir. Kara cisim ise içi boovuk olarak düünülür (teorik bir varsayımdır ve everende hiçbir ey tamamen kara cisim gibi davranmaz). Kara cisim üzerine düen bütün dalga boylarındaki fotonları absorbe ettikleri oranda salarlar. Ancak ilk defa matematiksel olarak Planck tarafından formülize edildi. Planck fonksiyonu olarak bilinir: 



Bu fonksiyon dalga boyunu balı bir fonksiyondur ancak frekansa balı ifade de yazılabilir. Fonksiyonda, h= 6.62x1034js, k = 1.38x1023 jK-1 sabiti, c = ıık hızı olarak ifade edilir. Bu fonksiyon kara cisim ıımanın ifadesi olarak kullanılır ve sıcaklıa balı bir ifadedir. Farklı sıcaklıklara karı farklı dalga boyundaki kara cisim ekil 1 de gösterilmitir. Kara cismin saldıı enerji, dalga boyunun bir fonksiyonudur. Dalga boyu arttıkca salınan enerji önce çok çabuk artar, maksimuma ulaır, sonra yavayavasıfıra düer (ekil 1). Bu durum tüm sıcaklıklar için böyledir, ancak daha sıcak kara cisim erisinde maksimum enerji daha kısa dalga boylarında karımıza çıkar. 
ekil 1: Kara cisim ııması gösterilmitir.


Böylece kabaca yıldızlar ekil 1 deki gibi bir ıınıma sahip olurlar ve genelde bu ıınım termal olarak bilinir çünkü fonksiyon sıcaklıın da bir fonksiyonudur. Bununla birlikte Planck fonksiyonu
yıldızlara ait toplam ıınım güce ve maksimum dalga boyu da elde edilebillir. Bu fonksiyonun türevi alınırsa sıcaklıın ve dalgaboyunun fonskiyonu olarak Wien kayma yasası elde edilir. ntegre edilirse Stefan-Bolzman ifadesi elde edilir.


1) Wien yasası
Wien kayma yasası, karacisim ıınımında renklere göre enerji daılımının sıcaklıa ne ekilde balı olduunu ifade eder.
𝜆cm𝑇 = 0.2898𝐾
𝜆
dalga boyu ve T sıcaklıı ifade eder. Wien kayma yasası ile yıldızlardan gelen dalga boyunu elde
ettiimizde yüzey sıcaklıklarını türetmioluruz. Örnein Güneimiz sarı renkte bir yıldız ve dalga boyu 5012 Å (Å = 10-8cm) olarak Wien de hesapladıımızda
5012 Å *T=0.2898 => T=0.2898/5012 => T=5780K olur bu da Günein yüzey sıcaklıını verir. Farklı yıldızlara ait sıcaklıklara bakalım: Sirus yıldızı dalga boyu 2899 Å ise
2898 Å x
T=0.2898K => T=0.2898/2899 Å => T=10000K olur. Kırmızı yıldız olan Betelgeous için yaparsak, dalga boyu 8280 Å alırsak 8280 Å x T=0.2898K => T=0.2898/8280 Å => T=3500 K olur. Bu sonuçlara bakarak yıldızların renkleri farklı ise yüzey sıcaklıkları da farklı olduu anlamına gelir. Bu balamda yıldızlar renk ve sıcaklıa balı farklı sınıflara ayrılabilir. Verilen örnekler üzerinden gidersek kırmızı renkteki yıldız mavi-beyaz renkteki yıldıza göre daha souk yıldızlardır. Gökyüzüne baktıımızda hangi yıldızların sıcak ve hangilerinin görece daha souk olduunu basitçe gözümüze gelen ııktan-dolayısıyla renginden- anlamak mümkün hale gelir.



Yıldızla ayrıca renklerine ve sıcaklıına balı olarak ürettikleri bir enerji var ve bu enerjinin hesaplanması yine Planck fonksiyonu sayesinde gerçeklemektedir. Bu fonksiyonun türevi Wien yasası integre edilmihali ise Stefan-Boltzman olarak bilinir. Wien ile yüzey sıcaklıklarını hesaplamayı gördük imdi ise yıldız yüzeyinden birim alandan çıkan ıınımı ifade eden Stefan- Boltzman yasasına bakalım.
 
2) Stefan-Boltzman
Bir kovuk ya da karacisim ıınımında, ıınım gücü yalnız sıcaklıın ve frekansın fonksiyonudur. Avusturyalı J. Stefan 1879 da, bir karacismin 1 cm2 lik yüzeyinden 1 saniyede saldıı toplam ıınım
erkesinin yani ıınım salma gücünün, cismin T salt sıcaklıının dördüncü kuvveti ile orantılı olduunu deneysel olarak buldu. öyle ki, 

𝐹 = 𝜎𝑇.
𝐹 üretilen akı ve 𝜎 = 5.6705 𝑥1056 𝑊/𝑚:𝐾. olarak verilir. Yüzey sıcaklıı bilinen bir yıldızdan gelen birim alana düen enerji hesaplanmıolur. Güneiçin hesaplarsak eer: 𝐹= 5.6705 𝑥1056 𝑊/𝑚:𝐾.𝑥5780. => 𝐹 = 6.3𝑥10<𝑊/𝑚:olur. Wien yası ile bilinen dalga boyunu kullanarak sıcaklıı bulduumuz yıldızların birim alandan çıkan enerjilerini de Stefan-Boltzman
ile hesaplamıolduk.
Tüm bu bilgiler do
rultusunda yıldızların sıcaklıklarına (sıcak ve souk) ve dalga boylarına (renklerini) göre kabaca sınıflamak mümkün olmutur. Ancak bu kaba sınıflama yeterli deildir. Astronomlar uzun yıllar çalımaları sonucunda daha sistemli bir yıldız sınıflama elde ettiler.
Bu yıldız sınıflaması Tayflarına göre yapıldı (
ekil 3). Tayf yıldızlardan gelen enerji (Akı) dalgaboyuna göre elde edilir ve buna süreklilik denir ve bu süreklilik Planck kara cisim ıınımı ile ifade edilir. Bu sürekilik üzerinden yıldız atmosferinden kaynaklı salma ve sourm çizgileri var. 1- Sürekli tayf 2- Parlak çizgi (salma) tayfı 3- Karanlık çizgi (sourma) tayfı.

ekil 3: Bir Tayfta salma sourma çizgileri gösterilmitir. 




ekil 3’teki yıldız tayfında bu üç özellikte bulunmaktadır. Tayftaki bu yapılar Kirchoff Yasalarına dayanarak açıklanmıtır. Bu yasaya göre;
1- Akkor haldeki katı, sıvı veya sıkı
tırılmıgaz bir sürekli tayf verir.2- Alçak basınç altındaki akkor halindeki gaz bir parlak çizgi tayfı verir.3- Sürekli tayf veren bir ıık kaynaının önüne, sıcaklıı kaynaınkinden düük bir gaz kullanıldıı zaman, sürekli tayf üzerinde siyah çizgiler görülür. Bu siyah çizgiler gaza ait parlak çizgilerin bulunduu konumdadır. Kirchoff yasaları ile yıldızların atmosferini salma ve sourma yaptıını ifade etmitir. Dolayısıyla her yıldız bu tayf çizgilerini gösterir ancak sourma çizgileri ise yıldızdan yıldıza deiir. Tayf sınıflamasını yapanlardan biride Secchidir.
Secchi Sınıflaması: Tayf bilimin douundan itibaren, gözlenmibinlerce yıldız tayfının belli guruplar içinde toplanıp toplanamayacaı sorusu sorulmutur ve böylece bir tayfsal sınıflama fikri domutur. 19. yüzyılın ikinci yarısında Padre Secchi yıldız tayflarının düzenli ekilde gözlemlerine baladıı ve böylece kendi adıyla anılan ilk tayfsal sınıflamayı yaptı. Bu sınıflama tamamen deneysel idi. Tayfları görünülerine göre sınıflıyordu. Padre Secchi gözlene bilen yıldızların büyük çounluunun tayflarını oldukça sırlı sayıda sınıflarda toplamanın mümkün olduunu fark etti. Ayrıca yıldızların sürekli tayfı ile çizgi tayfı arasında bir iliki olduunu gördü (baka bir deyile aynı renkteki yıldızların çizgi tayfları da birbirine benzemektedir). Secchi yıldızların betayfsal sınıfta topladı.
Annie Jump Cannon: Miss Cannon ve arkadaları 400.000 yıldızın tayf türünü belirledi. Yıldızların tayfındaki Hidrojen Balmer çizgilerinin iddetine göre sıralandı ve alfabetik (A, B, ... ,P) sıraya göre isimlendirdiler. Zamanla bazı harfler atıldı ve yıldızların tayflarını sıcaklıklarına göre sınıflandırıp Harvard Sınıflamasını oluturuldu.
Secchi‘nin gözlemleri görsel olarak yapılmıtı. Yıldız tayflarının incelenmesinde fotorafın kullanılması, ayrıntıların daha salıklı bir biçimde incelenmesine olanak saladı. Artık Secchi’nin besınıfı yeterli deildi. Aynı sınıf altında toplanmıtayflar arasında daha küçük farklar ve yavabir deiim ortaya çıkıyordu. Binlerce tayfın düzenli bir ekilde incelenmesi bu yüzyılın baında Harvard Gözlemevi tarafından yapıldı. Bugün de Harvard Sınıflaması denilen bu sınıflamayı kullanıyoruz. Bu da tamamen deneysel esaslar üzerine kurulmutur. Bu çalıma sonunda görüldü ki; yıldızların büyük bir çounluunun tayfları sürekli bir seri halinde sınıflandırılabilirler; yani öyle ki bir sınıftan sonraki sınıfa geçerken hem çizgi tayfı hem de sürekli tayf yavayavadeimektedir.
Bu sınıflama Secchi’nin 5 sınıfa karılık 7 sınıf vardır ve her sınıf 10 alt sınıfa bölünmütür. Yıldızların yaklaık %99’u bu sınıflara girer. Sınıflar u harflerle gösterilir: O-B-A-F-G-K-M-L-T Alt sınıflarda harfin yanına 0-9 arasındaki rakamlar yazılarak gösterilir: Örnein A5, A0 ve F0 arasındaki özellikleri gösterecektir. O, B türü yıldızlarda, sürekli tayf morda kuvvetlidir. A, F, G, K, M, L ve T türlerine doru gidildikçe, gökcisminden salınan enerjinin maksimumu daima daha büyük dalgaboylarına doru kayar. 



Çizgi tayfı da türlere göre u özellikleri gösterir:
O Türü: Nötr ve iyonlaHelyuma ait çizgiler ve H’nin Balmer serisi çizgileri hâkimdir.
B Türü: yonlaHe çizgileri kaybolur, H çizgileri ise daha kuvvetlidir.
A Türü: He çizgileri kaybolur, H çizgileri çok kuvvetlidir ve çok sayıda ince metal çizgileri görülür. A0 dan F0 a doru gidildikçe Ca II nin H ve K çizgilerinin iddeti hızla artar.
F Türü: Balmer serisinin iddeti azalır, metal çizgilerinin ve Ca II nin H ve K çizgilerinin iddeti artar.
G Türü: F tipindeki deiiklikler devam eder ve moleküler bileimlerin varlıını gösteren bazı bantlar görülmeye balar.
K Türü: Ca II nin H ve K çizgisi hakimdir. Balmer serisi çok zayıftır. Çok sayıdaki sourma çizgileri ve bantları sebebiyle morda sürekli tayf pratik olarak mevcut deildir.
M Türü: TiO bantları hakimdir.
L Türü: Metal hidritler (FeH, CaH gibi) ve nötr alkali metallere (Li, Na, K, Rb, Cs)
ili
kin sourmalar. Metal oksit sourmalarının iddeti bu tayf türünde azalır.
T Türü: Metan (CH4) ve Su Buharı (H2O), LiCl ve Na sourmaları iddetlidir.

 
Yıldızları artık O, A, G türü yıldızlar olarak sınıflandırılmıolurlar. Bu tayf sınıflaması ayrıca H-R (Hertzsprung ve Russell) diyagramında da daha ayrıntılı görmek mümkünkür (ekil 4). Örnein Güneimiz sarı ve G2 sınıfına girmiolur. K türü bir yıldızdan bahsettimizde o yıldıza ait dalga boyu, sıcaklık, yıldıza ait atmosferini ve yıldızın büyüklüünü ezamanlı ifade etmioluruz. Sonuç olarak yıldızlardan gelen ıınımlar bizlere yıldızların atmosferi hakkında ve dolayısıyla kimyasal kompozisyonu hakkında bilgiler sunar. Bu bilgiler dorultusunda yıldızların tayfları hakkında elde ettiimizden dolayı yıldızları modern fizik ııı altında fiziksel parametrelerine balı olarak sınıflamıolduk. 

ekil 4: H-R diyagramı ve yıldızların sıcaklık ve tayfa göre sınıflaması gösterilmitir.


 
Kaynaklar:
Ankara Üniversitesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri, Genel Astronomi Ders notu (AST202). Ankara Üniversitesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri, Astrofizik I-II Ders notu.
Carrol, B. W. ve Ostlie, D. A., An Introduction to Modern Astrophysics, 2. Edition, ISBN10:1- 292-02293-0
Thornton, S. T. ve Rex, A, Modern Physics for Scientists and Engineers 4. Edition, ISBN-13: 978- 1-133-10372-1.
Özdemi, S., Gürol, B., ve Demircan O., 2001, Astronomi ve Astofizik 2. Baskı, ISBN 975-9091- 30-5, Asil yayıncılık.
lhan, M. D., 2016, Aktif Galaksi Çekirdeklerinin Zamansal Özellikleri, Yüksek lisans tezi, stanbul Üniversitesi.
http://www.peoplesguidetothecosmos.com/solarsystem/sol.htm#hr-diagram [17 Mayıs 2020].




Yorumlar

Popüler Yayınlar