Toplumsal Cinsiyette Kadının Oy hakkı (İngiltere)







 Toplumsal cinsiyet; kadın ve erkeğin toplumda toplumun kendisi tarafından verilen görevidir. Doğuştan gelmez ve kültürden kültüre değişebilir. Genel olarak toplumlar ata erkildir yani: aile baba tarafından yönetir ve egemenlik onundur. Dolayısıyla söz hakkı her zaman erkeğin oldu. Toplumlarda erkek avcı, kahraman, kavgacı vb. karaktere sahip olmasınn yanında kadın korunmaya ihtiyaç duyan, kırılgan, merhametli karakterine sahiptir. Bu bağlamda karar verici hem güçlü kudretli  hem de akıllı zeki olan erkeğindir. Bu düşünceler çerçevesinde 19.yy sonları ile 20. yy başlarında kadınlar İngiltere’de ekonomik ve sosyal hayata daha fazla girmeye başlıyor. Tabi bunun önemli sebebi savaşlarda ölen erkeklerin yerine fabrikalarda ve diğer alanlarda bulunan insan gücünü kadınları çalıştırarak azaltmaktı. Ağır çalışma koşulları ve uzun mesai saatleri ile beraber kadınlar erkeklerden daha fazla çalışmalarına rağmen daha az ücret alırlardı. Bununla beraber kadınlar yasalar gereği kocalarının mallarıydı. Ne ekonomik ne sosyal ne de siyasal haklardan yoksun olan bu çoğunluk (aslında toplumun yarısı ve hatta daha fazlası) oy hakkı istediler.
Oy hakkı siyasal bir haktır. Oy hakkı demek sosyal aynı zamanda ekonomik getirisi olan birbirine organik olarak bağlı hakkları da ifade eder. İlk kadın eylemlerinin amacı seçme hakkıydı ve kadınlar bu hakkı aldıktan sonra seçilme haklarını çok daha sonra alabildiler.
 
Kadınlar o dönemde farklı dernekler kurdular. Politik olarak seslerini duyurmak için değişik eylemler yaptılar. Meclisin önünde gösteriler yapmak, başbakanın evinin camlarını kırmak gibi fiili eylemeler gerçekleştirdiler. Ancak mevcut siyasal sitem kadınları tehdit gördüğü için yakalayıp hapse atıyordur. Hapishane gibi haksız cezaların verilmesi Miss Wallace-Dunlop gibi kadın hakları savunucusu bu defa da açlık grevine girdi. Başlarda açlık grevi yapan kadınları salıveren hükümet bu defa Miss Wallace-Dunlop’un ağzına hortum sokarak zorla yemek yedirdi. Tabi hapishanede ki bu uygulama yüzünden kadınlar arasındaki bu bağ daha da güçlendi. Bu eylemler içinde önemli olanlardan biri de Emily Davison’un olayıdır. Derby yarış atları sırasında eylemlerini krala göstermek adına at yarışlarının olduğu alana atlayan Emily hastanede birkaç gün içinde ölmesi ile sonuçlandı. Cenazeye 10 binlerce kadın katılıp eylemeler yaptılar. Başka bir eylem, Kadınlar seslerini yükseltmek için toplandı, bu toplantıyı yapan "Kadınların Sosyal ve Politik Birliği" yaklaşık 500 bin kadını bir alana toplayarak siyasi bir miting yaptı.
Kadın mücadelesi dünya çapında artarak devam etti. Tüm bu gelişmeler neticesinde ilk kadın seçme hakkını 1918 yılında verilmeye başlandı. 1925 yılında ise kadınlar kendi çocukları üzerinde hak iddia etme hakkını elde ettiler. 1928 yılında tam olarak erkekler ile eşit hak elde ettiler.
Sonuç olarak kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik olarak elde ettikleri bu süreç ne hükümet ne de başka bir kurum istedi diye verilmedi. Her biri için bitmeyen bir mücadele sonucu bir alın teri ve yeri gediğinde kanla hapisle ödediler. Bir emeğin sonucu olan kadın hakları hala gerek ülkemizde gerek yabancı ülkelerde tartışılmaya devam etmektedir.
Toplumun yarısını oluşturan kadınların toplumsal cinsiyette verilen roller gereği sürekli sömürüldüğü tarih boyunca süregelmektedir. Gelecekte kadınlar erkekler ile gerçekten eşit ve adaletli bir çerçeve içine girebilecek mi? Yani meclisin yarısı kadın olur mu? Hem büyük ulus/uluslararsı şirketeler de hem de mevcut tüm dünyadaki hükümet sistemlerinde kadınlar güçlü konumlara eşit ve adaletli şekilde gelecek mi?


Bazı ülkelerde kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi (bu sıralama Habertürk sitesinden alındı)
*Yeni Zelanda'da kadınlara seçme hakkı 1893 yılında, seçilme hakkı 1918'de verildi.
*Avustralya'da 1902 yılında kadınlar seçme hakkı kazandı.
*Finlandiya, 1906 yılında kadın vatandaşlarına seçme ve seçilme hakkı tanıdı.
*Norveç 1913'te, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdı.
*Danimarka ve 1915'te kadınlara oy hakkı vermiştir.
*Kanada'da (Quebec bölgesi hariç) kadınlar, 1917'de seçme ve 1920'de seçilme hakkı elde etti.
*1917 yılında Rusya'da kadınlar seçme ve seçilme hakkı elde ettiler.
*1918'de Avusturya, kadınlarına oy hakkı vermiştir.
*30 Kasım 1918'de Almanya'da kadınların seçme ve seçilme hakkı verildi.
*Amerika Birleşik Devletleri'nde 1920 yılında yürürlüğe giren anayasa değişikliği ile ülke genelinde kadınlara oy verme hakkı tanındı.
*Türkiye'de kadınlar, 20 Mart 1930 günü belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandı. 1933 yılında ise Köy Kanunu'nda muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı düzenlendi. Kadınlar, milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuştular. 8 Şubat 1935'de ilk defa meclis seçimlerine katılan kadınlar, mecliste 18 sandalye elde etti.
*Fransa'da 4 Ekim 1944'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.
*İtalya, 1945 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı.
*Japonya'da 1945 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.
*Yunanistan'da kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1949 yılında tanındı.
*İsviçre'de 1971 yılında kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.




Yakın zamanda hangi ülke kadınlara bu hakkı tanıdı?





Yorumlar

Popüler Yayınlar